Türkiye Cumhuriyeti devletinin nüfusunun büyük bir çoğunluğunu okuyan genç nüfus oluşturur. Bu oran rakamsal olarak yaklaşık 15 milyon öğrenciye karşılık gelmektedir. Bir öğrencinin okuyabilmesi için; kitap, defter, kalem, öğrenim gereçleri gibi doğru ve gerekli olan malzemelerin temini, eğitimi için oldukça önemlidir. Bu durumda kırtasiye sektörünün ülkemizde büyük bir pazarı olduğunu söyleyebiliriz.
Sadece okullar değil, aynı zamanda ülkemiz hızlı bir gelişim süreci içerisine girdiğinden dolayı her gün açılan işletmelerin de bir takım operasyonel ihtiyaçları olmaktadır. Ancak sahip oldukları büyük pazara rağmen büro ve kırtasiye firmaları büyük bir sorunla karşılaşmaktadır. Türkiye'de satılan 100 markadan 80'i maalesef ithal üründür. Yani ülkemizde bu sektör üretici konumda olmaktan çok bir aracı, bir tüccar vasfı görmektedir. Bu durum eğitimin ve işletmelerin giderini arttırmakta, bu da genç neslin anne-babalarına artı bir masraf olarak göze batmaktadır.