Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti nin başkenti, aslında Cumhuriyetten önce tabiri caizse bozkır bir köydü. Cumhuriyetin kurulmasından sonra yapılan atılımlarla bu köy(!) bir kent, daha doğrusu bir başkent olmuştu.
Ankara, cumhuriyet kurulduktan sonra başkent olması dolayısıyla bugün bile süren büyük bir göç hareketine maruz kalmıştır. Devlet eliyle kurulmuş olan fabrikalar, işletmeler ayrıca özel girişimcilerin kurmuş olduğu Ankara firmaları, bu yoğun nüfusu istihdam etmektedir ve Ankara pazarında önemli bir yer tutmaktadır.
Birçokları tarafından sanayisi en çok gelişmiş illerimizin arasında sayılır. Başkent olması sebebiyle savunma sanayisi şehrin en büyük iş kollarından biridir. Ayrıca özel şirketler mobilya, orman ürünleri ile gıda sanayiinde oldukça büyük atılımlar yapmıştır. Özel şirketlerin bu şehirde büyük bir avantajı vardır: Önlerinde devlet tarafından kurulmuş olan, bir nevi Ankara firma rehberi de diyebileceğimiz, örnek ve öncü niteliğindeki sanayi kuruluşlarıdır.
Başkentin ekonomisinden söz etmişken, tarımdan söz etmemek olmaz. Türkiye'nin en büyük buğday ambarlarından biri olan başkentimiz, geniş tarım alanlarına sahiptir. Kırsal alandaki nüfusun büyük bir kısmı tarım ile uğraşır.